Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Aralık 2011 Salı

gün içinde gelen mutluluklar :)

   Bu gün gün boyu dışarıdaydım diyebilirim. İznimi gezerek ve sinemaya giderek değerlendirmek istedim. Dolaştım, nefes aldım,  yürüdüm, yürüdüm, alışveriş yaptım, kendime yeni ciciler aldım ki ilk fırsatta paylaşacagım :) Alacakaranlık şafak vaktini izledim bugün.. Belki bilirsiniz küçük ilçelerde yaşamak vizyona giren fimleri bir ay sonrasında izlemektir.Açıkçası diğerlerindeki gördügüm performansı bu filme göremedim ve aynı etkileri yaratmadı bende ki serisini çok seven biri olarak nasıl heyecanla beklemiştim.. Her neyse geldi geçti. Sırada Dedemin İnsanları var ve malumunuz onuda gecikmeli izleyebiliyorum ama olsun en azından geç olsa da güzel şeyler bunlar, beni mutlu eden, biraz olsun normal hayatın dışına çıkıp kendimi farklı hissettiğim, günümü kurtaran şeyler :) Akşamı ettim bugün dışarılarda ki eve gelip daya kendimi attıgımda masamın üstündeki zarfları görünce şaşırmadım desem yalan olur..Ama nasıl mutlu oldum nasıl sevindim bir bilseniz sekiz qn tane zarf ..Hepsini tel tek özenle açtın defalarca okudum hani olurya sevgiliden mektup gelirde defalarca okunur içine çekilir ezberlenir her satırı ..Tamam kabul ediyorum o kadar degil ama bir iki defa okudum bende çok çok teşekkür ediyorum beni mutlu ettiniz sizlerde çok mutlu olun
  cilginmevdos.blogspot.com , zeynepozmenunlu , macerakitabim.blogspot.com ,leylakdali.blogspot.com  ,Tülay Karaeli , annemahsustan.blogcu.com , ve diger adını okuyamadıgım güzel insan :) hepinize kocaman sevgiler ...bu gün ne çok sevindim ben ...

16 Aralık 2011 Cuma

dertler benim çile benim mutluluk da benim olsunnn :(

Bu günler kötü günler ve biliyorum geçecek bu günler..Mutsuz ,umutsuz, depresif ,bıkkın, yılgın, yenilmiş vs... Tüm bu kötü özellikleri barındırıyorum bu aralar bünyemde.Elimde degil ki her şey bu denli kötü giderken iyi olmamı insanların beklemesi ne kadar da tuhaf ve alanen her şey ortadayken...Gözyaşların kurumuyor kuruyor diyor ya bazıları!! Nasıl kuruyor ki onlar ?Benimkiler akmaya her daim hazırda beklerken!!
Her şey bir anda böyle kötü bir şekile nasıl dönüştü anlam veremiyorum.'Kalk Tuğba kendine gel acı acı getirir umut etmek yakışır sana ve yakışanı yap.' diyorum çogu zaman. Kimselerle konuşmak kimselere dertlerimi anlatmak da istemiyorum.Buralara uğrak vermememin sebebi de bu.. Dualar ediyor hep sizde edin bana olur mu ? Bu ruh halinden bu kötü günlerden beni çıkaracak olan tek şey şu an bu...
Sevgiyle kalın ...Tek istediğim iki resimden ikincisi olabilmek ve bu benim elimde biliyorum...

2 Aralık 2011 Cuma

ah kpss yaman kpss :(

Bugün kötü bi gün benim için:( Kpss sonuçları açıklandı ve tahmin de edebileceğiniz üzere atanamadım ve işin kötüsü bir adım bile ilerleyemedik. İsyan ediyorum bu sisteme bu düzene bu adalete ..İşletmeye neden üvey evlat muamelesi yapıyorlar anlamıyorum da.  160 kişici alımla 86.900 dan 86 ya düşebildi en fazla .. ya muhasebeciler bürocular ve bigisayarcılar bizi onlarda ayıran insanlar neye göre yapıyorlar bu ayrımı anlamış degilim. Muhasebe alımları 82 yi gördü digerlerinin de öyle ve rahatlıkla atandılar biz işletmeciler daha çok bekleriz mayıs da geçer haziranda diger aylarda..
İşin en üzücü yanı ne biliyormusunuz en yakın arkadaşım bir bürocu olarak ankaraya atandı ve aynı puana sahiptik onun adına çok çok sevindim tabiki ama kendi adıma çok mutsuzum çok:(  napalım hayırlısı böyleymiş kaderimiz buymuş deyip bükücez boynumuzu :((
Allahım gülsün artık yüzümüz ...

29 Kasım 2011 Salı

bana bir şarkı söyle...

Bana bir şarkı söyle ;
Şöyle en güzelinden, en huzurlusundan
En mutlusundan
En az can yakanından
En sevilenden
En enn enn... tarif edilemeyeninden olsun.
Uçursun havalara beni dolaşayım bi müddet yukarıda, sonra nasılsa inerim! Şarkı biter mesela pat diye tubi yerlerde :) ama canım yanmaz ki ... hele ki sevdiğin biriyse sana o şarkıları söyleyen söyleten melek olur uçarsın ki :) Neyse ben bugün pek bi pollyanna modundayım sanırım :)
Hı bide şarkı güzelde isteklerimiz farklı :) hüzünlü değil de güzel günlere ...

24 Kasım 2011 Perşembe

Ankara 'da bi kaç gün :):

Biraz çok oldu sanırım yazmayalı.. Ama o kadar yoğun bir hafta geçirdim ki anlatsam inanmazsınız trajikomik mi demeliyim bilmiyorum..Bu arada LCW de daimi çalışanım artık. Yazamamamın bir nedeni de bu tabi ki ..Bu kadar yoğun bir hayatım olmamıştı :)) Gülüyorum bazen, tüm yaz yattıktan sonra böyle bir hayat biraz kastı sanırım ...Ama alışmalıyım. Bu arada Ankara'ya gidip geldim bir sınava bir sınav için .. Neyse ki sınava tüm olumsuzluklara ve soğuk havaya rağmen girebildim. Sınava saat 10 da girecek olmamıza ragmen sınava 10.40 ta alındık ki bi saat öncesi gibi sınava girecegim yerde yani Hacettepe Ünversitesi Beytepe kampüsündeydik.Ve hava acaip soguktu sabah saatleri olmasından dolayı ..Çünkü öğlen saatlerinde oldukça güzel karşıladı beni Ankara.. sıcacık , soguğundan eser yok.Neyse sınava güç bela girmemize rağmen fena da geçmemişti hani derken akşama doğru aldığım haber sinir kat sayılarımı fena arttırdı.. Neymiş sınav iptal olmuşmuş.Ben şoklardayım.Güç bela ayda sende bir şehir dışında bir yere sınava geliyorum ve sınav iptal oluyor.. 
gülsem mi ağlasam mı bilemedim.. Neyse efendim çok uzattım farkındayım sınavı aralık 4' e ertelemişler Ama gidemeyeceğim, gitmeyeceğim.. Bir sürü masraf yaptım elde var sıfır..Olan oldu diyerek Ankarayı gezdim bende nasıl güzel bir yer bayıldım resmen.her yerini gezdim dolaştım o resmiyeti havası bile çok hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim ...Bir daha görme fırsatı bulurum umarım ...
        Sevgiyle kalın.... 

9 Kasım 2011 Çarşamba

Hava güzel mi güzel..Ellerim ceplerimde...

Bayram da mı bitti ne ? Anlamadım nasıl geldi , nasıl bitti... İş , güç , yoğunluk , kalabalık .. Yani anlayacağınız havada et kokusu vardı bi kaç gündür. Bugünlerde yavaş yavaş uzaklaşmakta o kokuda..
Birde bu bayramlar nişan düğün ve söz mevsimidir. Yeni yeni mutluluklara yelken açılır , yeni başlangıçlar yapılır aslında var olan hayatlarımıza... İlişkilere resmiyet kazandırma ayıdır bu bayramlar. Hayırlara vesiledir yani.. Mutluluklara gebedir.Darısı diğer bayramda bana olsun diyorum başka ne diyebilirim yani :)))
Bugünlerde havalar  o kadar güzel ki... Çık gez piknik yap arkadaşlarınla toplan otur bir açık alanda. Açık alan diyorum bu havalarda kapalı mekanlarda kalmak kadar anlamsız birşey olabilir mi ?
Tam da deniz kenarında dolaşma havası bence.. Uzakları seyre dalarak kimbilir hangi düşüncelere dalarak önünden kaç geminin geçtiginin farkına varmadan bakmak uzaklara .. Ama maalesef denizi olan bi şehirde yaşamıyorum çok sevmeme ragmen çok uzağım :(
Umarım atanırsam Allah izin verirse de denizi olan bir yere atanıyım .. Aminnn

5 Kasım 2011 Cumartesi

Yorgunum da yorgunumm :( İYİ BAYRAMLAR :)

4 gündür mahvoldum , bittim..  desem az olmaz sanırım. Olmasın hem.Yuvarlak masa kelimelerini duymaktan çocuğa çık  , fixleri gez , kabine göz kulak ol , kıyafetleri topla , yerlerine dağıt.. Tuğba... Tuğba... Tuğba ... Veee sonunda bitti .. Ama bende bittim .. Artık geldim. Yazamıyordum kaç gündür.. Yazmayı geçtim , nete giremiyodum... gelir gelmez yatış ve anında uyku.. Bu arada herkesin kurban bayramını kutluyorummm .. Yediklerimizi dikkat ediyoruz , çok fazla yemiyoruz ,  yağdan uzak duruyoruz. :))) Öpüyorummm  

31 Ekim 2011 Pazartesi

Severimm ben :)

Bu aralar bir mağazada sezonluk satış danışmanı olarak çalışıyorum. Yorucu ama gerçekten zevkli ...Hele ki çocuk reyonundaysanız başka bir yorgunluk bu.. Çocuk sesleri , koşuşturmaca , yavrum , kızım ,  oğlum dur yapma , elleme orayı gibi bi sürü cümleler .. Ama o kadar sevimliler ki tutup yanaklarından ısırasım geliyor bazılarının.Garip aslında çocuklarla o kadar anlaşabilen bir yapıya sahip değildim aslında sabırlı olmadığımı düşünüyordum.Artık bu düşünceyi sildim kafamdan ..
Her neyse aslında anlatmak istediğim başka bir şeydi. Beş saat sürekli ayakta hiç ara vermeden çalışmış ben bir buçuk saat ara için mutfağa indim ki zemin kattadır ya da dinlenme yeri de diyebiliriz orası için.Çayımı içiyorum bir yandan  bir yandan da arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Tam o sırada beni aradıklarını kasaya bir paket bıraktıklarını gidip almamı söylediler. Şaşırdım tabiki bende.. Neyse efendim hızlıca çıktım merdivenleri aldım paketimi aşağıya tekrar indim açtım baktım ki  çok hoş bir ceket almış canım sevgilim hayatım aşkım ...İçinde de beni çok duygulandıran güzel bir not : Eve gidene kadar üşüme birtanem !!!! Ya ben nasıl sevmeyeyim nasıl aşık olmayayım bu güzel insana...Seni çok seviyorum sevgilim ..Bunları okuyor olmasan da iyi ki varsın.. İyi ki senin gibi güzel bir insan hayatımda var .. Hep ol hayatımm

27 Ekim 2011 Perşembe

Deprem sadece Van,'ı değil hepimizi vurdu ..

Bugün dünden bu yana yardımseverlerce toplamış olduğumuz deprem bölgesi için gerekli eşya, kıyafet vb.. malzemeleri  kargoya teslim ettim. Gerçi biraz sorunlu oldu kargoya teslim aşaması  ama değdi umarım ihtiyaç sahiplerine ulaşır.

24 Ekim 2011 Pazartesi

Allah'ım nasıl bir sınavdan geçiyoruz... Şehitlerimizin acısı daha geçmeden diğer bir acıyı daha yaşamak zorunda kalmak ne sarsıcı... Van , Erciş ve birçok köy 7,2 lik bir depremle sarsıldı.. Acımız yine büyük..Enkaz arama çalışmaları devam etmekle birlikte enkaz altından gelen sesler herkese biraz daha umut veriyor. Allah'ım sen onları koru..Bu soğuk kış gecesinde onların içini ısıt.. Acılarını bir nebze olsun azalt..Amin

18 Ekim 2011 Salı

Sevindirin beni :)

Neden benim takipçim hiç artmıyor? Neden hep 5 kişi ki onun biride benim :) Ama artsın devamlı ki mutlu olayım ;sonra yorumlar yapılsın sonra ben onlara cevap yazayım sonra sonra sonra ...:) Nasıl oluyor bloğdaşlarım bu artışlar beni bilgilendirir misiniz?  :)

16 Ekim 2011 Pazar

Alaçatı'm , Geçmişim , Çocukluğum , Özlediğim...

    Alaçatı'yı hemen hemen herkes bilir , duyar , gider , gezer , görür. Ne eşsiz güzellikte bir yerdir Alaçatı'm..Çocukluğum , anılarım , sakız ağaçları , eski yapı evler , yel değirmenleri , denizi , kumu , güneşi , kızları ... Herşeyi ayrı görülmeye değerdir. Havası , suyu , insanları bir başkadır... Mutluluk kokar sokakları.. Eglence her andır bitmez tükenmez sanırsın.. Alaçat 'dır sloganı.. Konserleri , festivalleri , renkli hayatları barındırır içinde.. Her giden kendinden bir şey bulur bana göre , yaşanılacak tek kasabadır , tek tip mavi renkte evleri , yapı taşları göze başka güzel görünür. Ne kadar yazsam da anlatmakla bitecek yer değildir Alaçatı'm. Demem o ki bir sevdadır Alaçatı...
    Hayatımın neredeyse tamamını kapsayan 6 senemi geçirdim. Çocuktum , mutluydum. Güzel hayaller peşinde koşan taa ozamanlardan entel , sokak aralarında tiyatro kurup oynayan , sokaktaki çocukları bizi izleyin hadi diye zorla çağıran ikram olarak ta cino diye bildiğimiz portakal aromalı bir çikilota verdiğimiz ( hala çok severim )bir çocukluktu bizimkisi.. İlk okul yıllarımdı Alaçatı .. Babamın işi sebebiyle görme fırsatı bulmuştuk. Kocamn dolu dolu 6 yılımızı geçirmiştik ve ne yazık ki yine iş sebebiyle mecburi dönüşümüz benim için bir yıkım olmuştu. Bıraksalar kalırdım o derece bağlıydım anılarıma hala bağlıyım hala çok severim Alaçatı'mı.. Ama kader mi kısmet mi bir daha gitme fırsatım bir defaya mahsus oldu.. Gidemedim ama hep andım anacagım.. ve bir gün ileride tekrar gideceğim.... gidip görmeniz dileğiyle...

14 Ekim 2011 Cuma

Güzel günler görecegiz ;

Üniversiteyi okurken hiç sıkıntı , stres yoktu hayatımda.En azından gelecek kaygısı için erkendi daha.
Şimdi ise okul bitmiş , sınavlara girilmiş , kesilmeyi bekleyen koyun:) pardon atanmayı bekleyen ögrenci edasıyla sıkıntılanıyorum günlerdir .. Ne zaman , ne zaman soruları  , beklemek ; olup olmayacagını bilmeden , beklerken birşey yapamamak , bunalımdan çıkamamak , bu genç yaşımda saçlarıma yıldızların düşmesi , evlilik planları ama bir türlü sonuçlanamaması , az da olsa !! aile baskısı (evlilik konusunda) , içime sıkıntıların girmesi , bu sıkıntıları maneviyatla gidermek istemem , başvurduğum her işten geri dönenin olmamaması , şansızlık , kısmetsizlik , var bende var birşeyler diyişlerinin bitip tükenmemesi...
Nasıl etsemde bu ruh halinden çıksam diye günlerdir düşünüyorum. Düşünsemde herşeye karşı isteksizim artık..Oysa bir ara nasıl kitap okurdum , nasıl film izlerdim , keyifli keyifli müzikler dinlerdim gezerdim tozardım şarkılar söylerdim keyifle bir zamanlar , Şimdi nerede o günler diyip iç geçiriyorum.. Umutsuzluğa düşe düşe içinden çıkmak da zorlaşıyor gün geçtikçe.. Bir el arıyorum tutsun çıkarsın beni yukarılara..  Bu blog sayesinde en azından içime atmamış olacağım okuyanları sıktıgım için özür dileyerek..
Ama ama gün gelecek bana da gülecek şans. Şeytanın bacagını kıracagım ..Ve benim hala umudum var ...GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİME DAİR ....

13 Ekim 2011 Perşembe

okumayı yeni söken çocuklar gibi ;

  İki haftadır Kur'an ögrenmek için kursa gidiyorum. Önceden bildiğim fakat tekrar etmediğim için unuttuğumu üzülerek ve utanarak söylüyorum.Ama farkettim ki aslında öyle çok da unutmamışım bugün Cüz'ü bitirip Kuran okumaya geçtim . Okumayı yeni söken çocuklar gibi heceleyerek teker teker..Aslında ne güzel bir duygu bu , ne büyük maneviyat..Allah'ım herkese ögrenmeyi ve okumayı nasip etsin diyorum.. İçime bir anda gelen duyguydu bu öğrenme istegi ,oysa annemin bu konudaki ısrarı çok çok fazlaydı. Öğren Tuğba... Yaşın ilerledikçe öğrenemezsin Tuğba... Görüyorsun beni nasıl zorlanıyorum... vs... Ama bende bu ısrarların pek etkisi olmadı diyebilirim.Tamamiyle içten gelen bir istek ..Aslında birazda öğrenmek istememin sebebi kendimi bu konuda eksik hissetmemdi ..Allah'ım devamını getirsin inşallah ..Amin.

12 Ekim 2011 Çarşamba

Dertleri , kederleri attım bir kenara ...

  

  Bu aralar sürekli dinlediğim ve dinlemekten keyif aldığım şarkıcı ve şarkısı... Seve seve dinliyorum bende. Çok güzel ,  öyle duru bir ses ki dinlerken tüm sıkıntımı alıp götürüyor uzaklara..Sadece bu şarkı için degil bu hissettiklerim. Digerleri için de aynı şeyleri söylüyorum hep.. Dinleyin bir.. Nasıl bağlanacaksınız , hep hep dinlemek isteyeceksiniz eminim...
   Ben hep fazla açıga çıkmamış , gizli kalmış , kendi köşesinde yaptıklarıyla yetinen şarkıcıları begenirim nedense. Jehan da bunlardan biri..  Popüler müzik dinlerim belki ama hiçbiri kalıcı olmamıştır zihnimde. Çabucak unutuveririm .. İlkay Akkaya , Erdal Güney Yasmin Levy , mor Karbasi , Zaz onlardan bir kaçı   ...

8 Ekim 2011 Cumartesi

Toprak kokusu

    Sanırım artık yavaş yavaş kış yüzünü göstermeye başlıyor ki çok üşüyen biri olarak bile çok severim kışı .. Uzun zamandan beri ilk  yağan  yağmur ve toprak kokusu ne güzeldir ..Birden yağınca insanın elini ayağına dolaştırmaya yetse de ki yaptığımız salçanın üstünü nasıl örttüğümü bilemedim. Birde balkonda asılı olanlar , annemin yıkamış olduğu kilimler nasıl bir hızdı görmeniz lazım.. Bu arada annem düğün düğün geze dursun evde ben olduğum sürece annecimin sırtı yere gelmez :) 
    Evett o toprak kokusu.. söylemek iyi bir şey değilmiş derler genelde.. bilmiyorum batıl inanç mıdır ölümü getirdiğinden bahsedilir ..birde demir eksikliği problemi olanlar için ayrı bir kokudur kokladığı..
    Demir eksikliği olanlar ya buz yermiş ya toprak ya da sigara külü .. ne enteresan değil mi ? Ben de bu eksikliğe sahip biri olarak buz hastasıyım .Nasıl yerim bir bilseniz ,görseniz ve hiç boğazım ağrımamıştır bademciklerim şişmemişdir.. Bizim buz dolabı buz yapmayan türden ama buz kesinlikle eksik olmaz kalıplar halinde olur muhakkak :) Neyse nereden ne konulara atladım atlamadım uçtum resmen ...

7 Ekim 2011 Cuma

Hediye kimi mutlu etmez ki ..

Bu aralar hediyeden dolayı pek bir iyiyim sanırım ..Geçenlerde sevgilim bana küçük ufacık oyuncak eşşek almış ki eşegin bizim hayatımızda yeri çok büyüktür sevgi sözcügü gibidir aşkımdan canımdan farkı yoktur diyebilirim ve bu hediyede benim için ayrı bi güzellikteydi :) EŞŞEK işte :)Ve aşkım'a çok teşekkür ediyorum.  küçücük bir eşşek bile beni mutlu etmeye yetebiliyor ..Eşşekcigimi resimleyemedim maalesef ama digeri işte böyle :)


Bugün sevgili kuzenimden güzel bir hediye aldım hemen sizinle paylaşmak istiyorum.Kuzenim erkek ve bir erkegin alabilecegi en son şey diye bilirim ben bilmiyorum dogrumu ? Bir makyaj takımı seti kocaman bir çanta ki çantası çok hoş orjinal ona da ayrı teşekkür ediyorum duymasa bile :)

5 Ekim 2011 Çarşamba

Şenol Güneş ve bakış açısı ;

Babam ve annem okuma yazma bilmiyordu... Benim üniversite okumam için çok çalıştılar... 15 yaşında hayata başladım... 5 kardeştik... 15 yaşında aileme bakan bir kişiydim... Ortaokulda mahalle arasında oynarken , büyüklerin baskısıyla kaleye geçtim... 24 yıl kaleciliği sevmeyerek yaptım...

Ben o zaman fakir bir ailenin çocuğu olarak , denizde yüzüyordum , kumsalda geziyordum , özgürdüm , organik meyve yiyordum... Bugün ekonomik durumu iyi olan bir baba olarak çocuğumu yüzmeye götüremiyorum , organik meyve yediremiyorum...

Ben hiç kaleci eldiveni giymedim... Zonguldak maden işçilerinin eldivenleriyle toprak sahada antrenman yapıyordum... Eskiden fakirler oynuyordu , zenginler seyrediyordu... Yani açlar oynarken , toklar seyrediyordu... Şimdi ise toklar ve zenginler oynuyor , fakirler seyrediyor...

Sadece sonuçsal kaygı ve ekonomik beklenti var... O zaman olmaz... Eskiden yokluktan çıkarırken , şimdi eskisi gibi başarılı sporcular çıkaramıyoruz...


Türkiye Spor Yazarları Derneği’nde yaptığı konuşmadan...

4 Ekim 2011 Salı

Fırından yeni çıkmış ekmekler olur ya ;

İşte öyle güzel kokuyor ve öyle tatlıdır ki ; eminim bundan ..Nasıl olur ne konuşulur ne yazılır, tartışılır henüz hiç bir fikrim yok ama güzel şeyler olacagına dair içimde çok derin hisler var..Kokusu bana kadar geldi size de geliyor mu :)

3 Ekim 2011 Pazartesi

Açılışa Özel !!

Ve sonunda benimde bir şeker topagı gibi blogum var .Ne güzel degil mi ? Çok uzun zamandan bu yana aklımın hep bir köşesinde bulunan bu düşünceyi bugün icraate geçirmiş bulunmaktayım. Çok çok heyecanlı ve mutluyum .Vatana millete ve ben deniz için hayırlara vesile olur inşallah:)